Can Hit the Road

Bu yazıyı 7 dakikada okuyabilirsiniz... M erhaba. Avrupa'daki anılarıma kısa bir ara verip, memleketten bir hatırat ile devam ediyorum. İtalya’dan döndükten birkaç ay sonra, güzün kendini hissettirdiği günlerden biriydi. Üniversiteden arkadaşlarım bana bir öneri sundular, hiç düşünmeden kabul ettim. Öneri, otostopla Sinop’a gitmek idi. Kulağıma çok hoş gelen bu fikir, hem beni heyecanlandırmış hem de bana geçmişi hatırlatmıştı. Zira, otostopa yabancı sayılmazdım ve bu konuda henüz hiçbir endişe duymuyordum. Bu yazıda otostop üzerine kurulmuş anılardan bahsediyor, ve Sinop ile ilgili turistik bilgileri şimdilik es geçiyorum. Sözünü etmişken, öncelikle geçmişteki otostop deneyimlerimi paylaşmak isterim. Otostopla geçen günler... Öncesinde başka bir üniversiteden terk bir öğrenci olarak ikinci üniversitemin son sınıfında idim. İlk üniversiteye, 2009'un sonbaharında, Karadeniz Teknik Üniversitesi Denizcilik Fakültesinde başlamış, hazırlık sınavını atlayıp doğrudan bir...

Bu yazıyı 6 dakikada okuyabilirsiniz... Merhaba. Roma yazımın ikinci bölümünü sizinle paylaşıyorum. İlk bölümü okumak isterseniz buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz. Vatikan ve ötesi... Ertesi günün tamamını Vatikan’a ayırmaya karar vermiştik. Zira hem Roma’nın merkezine olan uzaklığı hem de başlı başına zaman alan kuyrukta beklemesi ve yüzlerce basamak çıkması gibi yığınla detayı göz önünde bulundurunca, aksini düşünmedik. Yine de rahat durmadık o günün gecesinde. Neyse, sabah erkenden uyandıktan sonra, doğruca Vatikan’a gitmek üzere otobüse atladık. Yürüyerek gitmek, üşenmek bir tarafa zaman kaybı da olacaktı. Sizin de bileceğiniz üzere, Vatikan sembolik de olsa dünyanın en küçük ülkesi. Büyük ve göz alıcı meydanı çevreleyen San Pietro Katedrali kusursuz görünüyordu ve çatısında yer alan her biri birbirinden tamamıyla farklı olan heykeller de insanı hayrete düşürüyordu. San Pietro katedralinin zirvesine ulaşmak için dört yüz küsur basamağı beş euro gibi ücret karşılığında...